30 Kasım 2023 Perşembe



     GÖZYAŞLARIMIN UÇLARI 

Dökülmüş gözyaşlarımın,

Uçları vardı

Toplardım uçlarından

Sokak lambasının ışığında

Asardım bir birinin ardına 

Her sabah kalkar

Duymazdı yavaş yavaş

Ölmüş olduğumu

Giderdi bütün duyarsızlığıyla 

Hayatın içine karışarak

Oysaki ufacık bir tebessüm

Karabulutları dağıtırdı

Biliyordu ama yapmıyordu 

Evin içi toz pembe düşlerle

Oyunlar oynardı 

Duvardaki saatin yanında 

Şimdi bütün duvarlar ben olmuş

Ben duvar olmuşum 

Kalmışım mutfak masasının sandalyesinde

Kim kaldıracak bulaşıkları

Evin hâli içimi geçmiş durumda

O kadar karışık ki

Bir ordu gelse 

Ancak toparlanır bir ayda

Ne olmuştu böyle

Kendime bile yabancı olduğum

Bu evin içinde ...

Çiçeklerim çürümüş

Ben ölüm ile yaşam arasındaki döngüde

İki tek atıp

Sabahı gece ediyorum aylarca

Komşular gelip sormuyor artık

Usandılar her hâlde

Ölü bir ruhu diriltmek

İmkansız iken onlar ne yapsın

Kapıyı çalıp çalıp gittiler işte 

Oysaki en son gece yaşıyordum

Annem sesleniyordu düş arasında

Kalk kapı çalıyor aç

Her zamanki kekinden yap

Bir de çay koy

Otur balkona 

Güneşin çıkışını izle

Kapıdaki yabancı ile

Kalk diyordu kalk 

Ama bende derman yoktu

Kapıdakinin de beklemeye niyeti yoktu

Ben iki saat sonra ancak vardım kapıya

O da gitmişti

Annem bak kimse yok

Ben yine uzanayım derinlere doğru

Odaya baktım bana ait değildi

Mutfağa baktım o da bana ait değildi

Ben mıydım yabancı olan 

Yoksa gözümün gördüğü her şey mi 

Yabancıydı 

Kimdim ben 

Ne işim vardı burada 

Baktım baktım tanıdık bir şey var mı 

Bir fotoğraf karesinde bana benzeyen suret 

Ama ben değildim sanki

Ya da ben mıydım 

Karışık bir ruh hâli işte 

Aynaya baktım

Kendine yabancı olur mu insan...

Neden kendime bu kadar yabancı oldum

Kim ruhumu eritip yok etti 

Gözyaşlarımı düşünmeden

Oysaki gözyaşlarımın uçları vardı 

Şimdi hepsi hiç olmuş

Bu evin her yerinde


Sağır olmuş bütün evlerde

Gecenin gözyaşları

Kimsesiz kalırdı

Pencerenin örtüsü altında