ANI ve DÜŞ
Seyyah olmuş biçare gibi
Seni arıyorum seni
Gözlerimden akan bir damla yaşta
Sır etmiştim en kuytu köşesine
Anılarını
Uyandım bir sabah vakti
Suretin misafir gelmişti düşüme
Gerçek bir gün anısı gibi
Dolaştık çarşı pazarı
Sen idin beni viran eden
Sen idin ölüme çiçek getiren
Birden yok oldun
Uyandım güneş baş ucuma gelmişti
Karanlığa rağmen
Sen düşümde kaldın
Ben hayatın içinde
Düşe daldım
Pazartesi sabahında
Çay koysam ...
Kaç bardak alır beni
Uzak uzak şehirlere yolcu eder
İçimde taşan bir zaman pusulası
Mum olup yakıyor
Özlemin bütün hislerini
Ah bu giden ömür
Hangi şairin elinde hiç oluyor
Yaz diyor
Aylardan Şubat'ın başını
Aynı günde tutuklu kaldı
Zamandan çalınmış
Bütün saatlerde
Anılar
Şimdi içim Adıyaman sokakları gibi
Yanlış müteahhitler elinde
Var ile yok arasında
İnce ince kıyımlar yapıyor
Enkaz olmuş binalarda
Gözlerini aç
Bak etrafına milyonlarca anı
Kol kola vermiş
Ağırlama oyunu oynuyor
Sessiz sedasız
Sar bir Aciyaman tütünü
Dumanında yok olsun
İçimizdeki bu yangın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder