TABLO
Sığınmışım
Bir şiirin son satırına
Senden kalan son bir teselliyi
Var ediyorum
Yürüyüp giden bu yolun çıkmazından
Gözlerin düşüyor aklıma
Terk edilmiş sokaklar gibi
Karmaşık
Esiri oluyorum orda gözlerine
Bir kanunu yazıyor sanki sesin
Gelecek nesillere aktarılması için
Sen mi esir oldun gözlerime
Yoksa ben mi sürgün yedim
Saçlarına...
Sesini bir tek o an duydum
Sonra hiç gelmedi sesin
Yankısı yok oluyor kulaklarım da
Gel susma konuş
Canlandır sesini bende
Üşüyorum bu şehrin virane sokaklarında
Rüzgar bir kırbaç gibi çarpıyor yüzüme
Yalnızlığımı
Ben hangi yılda yok oldum bütünüyle
Sen hangi vakitleri saçlarıma sürdün
Ah bu nasıl bir bekleyiş
Esir ediyor beni yalnızlığa
Ben hangi yolu yürüyecektim
Nereye gidecektim sahi
Bu kara boyanmış sokaklarda
Ayaklarım üşüyor ayaklarım
Ateş yaksam ısınır mı
Ya içimi kim ısıtacak
Söyler misin beni kim var etti
Bu eşsiz tabloda
Yalnızlığın gözlerine kim verdi adımı
Ah!!! içim yanıyor içim
Şimdi bu tablo yanar içimin duvarlarında
Ben şiir dedim
Sen beni tablonun orta yerine
Dilsiz bir ustanın esiri yaptın
Üşüyor ayaklarım üşüyor
Kur sobayı da yak bu tabloyu
Benimle kül olup yok olsun
Savur külleri sonra
Kar taneleri arasında kaybolup gittsin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder