KIRMIZILI KADIN
Ölecem bugün ben
İkindi kahvesini tam içmeden
Yarım kalmış bir ömrü
Bohça yapıp
Sandığa gömünce belki
Oysaki denk gelinmiş
Bir romanı yazıyordu
Öğlen, olmuş günün kucağında
Kahramanlar, iyiden iyiye belirmişti
Kimisi Annemin anlattığıydı
Kimisini de uydurmuş düşler divanesinin
Masallarıydı
Yazı olup,
Boş sayfaları süslediler hep birlikte
Denk geliriz diye
Ummannı iki gün gezmiş
Son gün de dakikalık yürüyüşte
Yıldızları koparmış dalından
Hiç ediyordu kendine
Denk gelmek istiyorum seninle dedi
Güneşin küskün olduğu bir sabahta
Biraz anı ile birlikte
Günün ölüsünü gözlerine
Hapsedip öyle gitmek istiyorum
Ölüler şehrine diyordu
Nefessiz kalmış kelimelerinin
İçini doldururken
Öyle bir durum ki
Söz var cismi yok
Cismi var-iken
Adı suç duyurusunda
Üç harfli bir sözcük
Herkesin cenazesini yıkayarak
Zaman geçiyor
Hayatın rolünü çalarak
Ölecem bugün ben
Tamamlanmış şiirlerin
İşlediği cinayetin tanığı olarak
İlk mahkeme de
Müebbet ...
Zindanda,karanlığı rehin alarak
Sustugu her şeyi
Öyle bir anlat ki
Tarih boyunca...
İnsan insan içine çıkarken
Elinde günlük vicdan azabı
Unutulmuş resimler yükleniyordu
Kahvenin son yudumunda
Anılar, gezerken dur dedi
İşte o anın içinde ben öldüm
Şimdi ölmüş ben
Çıkıp hesap soruyor
Ömür dediğim her şeye
Bugün ölecem ben oysaki
Denk geldi kuşlar
Konsunlar cenazeme
İnsan kaldırmasın
Söyleyin de kuşlar kaldırsın bende ki beni
Kırmızı bir elbise
Saçları siyah mı siyah
Gözleri karışık yağmur renkli
Öylece uzandı kanepeye
Son dedi bu son
Sonsuzluğun tadı diline yapmıştı artık
Dönüş yoktu
Ölüme terk edilmiş elleri
Son satıra dokundu
Belki de
Başka bir tarihte
Başka bir surette
Niye aynı ruh
Ve belki daha cesurca
Yazar her şeyi
Yeniden varoluş başlangıcında
Kırmızılı kadının bedenine
Yeni günü, seferber eder
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder