ANNEM BENi DOĞURMAYI UNUTSUN
Hüzün mevsimden uzak
Kentin en ücra köşesinde
Annem beni
Doğurmayı unutsun
Şubat'ın sonuna doğru
Annen seni
Eylül'ün başların da
Güneşin batışına karşı
Yeniden doğursun
Sen sonbahar yapraklarının
Yerle buluştuğu topraklarda
Güneşin ilk ışıklarında
Gelmek için Annene seslen
Ve gözlerini gözlerimde aç
Sonra da unut
Aylar geçsin
Yıllar geçsin
Ayrı kentlerde
Yaşamanın sırrına karış
Sonra sonra da
Gel bul beni
Sesini duyur yüreğimin içine
Ben geldim
Ben geldim de
Annem beni doğurmayı unutmuşken
Sesin yüreğimde cana geldi de
Çıkar içinde ki
Bütün çıkmaz sokakları
El elle dolaşalım yol boyunca
Sen kendini anlat
Ben seni yaşayayım
Yeşil ışıklarının kırmızıya boyanmış halinde
Sonra ellerin
Sussun avuç içimde
Ben dile geleyim
Saçların uçlarında
Beni yaşa bütün çıkmaz sokaklarda
Kokum üzerine sinsin
Sen kokuma karış
Ben seni var edeyim bütün hücrelerimde
Bundan yıllar yıllar önce
Sen ben idim
Ben sen iken
Aynı şehirde doğduk
Ben şiir yazan kadın
Sen şiire kıta olan adam
Tanıştık sonra
Sonra ne oldu hatırımda yok
Ya sen gittin sesimde
Ya da ben gittim nefesinde
Şimdi Annem beni doğurdu
Annen seni yaşattı rahminde
Ve biz yanlış zamanda
Hikayeler yazdık
Masalları yok sayarak
Sonra...
Sen Adıyaman doğumlu ol
Ben de Acıyamanlı
Aynı şehrin içinde
Birbirimize hasret kalalım
Son yaşamın içinde
Diyor ya
Giden gitmeyi unutmuşken
Ben kaldığım yerden
Çıkmış dolunay eşliğinde
Yabancı bir şehirde
Tek kişilik bir odada
Sana hasret mısraları
Gökyüzüne doğru savurayım
Son nefesimi verirken
Annen seni doğurmuş olsun
Annem!!!! beni doğurmayı unutmuşken
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder